REKLAMLARDA 80’LARA, 90’LARA MI DÖNÜYORUZ? (Acun Ilıcalı reklamcılığı…)

//REKLAMLARDA 80’LARA, 90’LARA MI DÖNÜYORUZ? (Acun Ilıcalı reklamcılığı…)

O yılları hatırlayanlar ya da o döneme dair bu konuda araştırma yapanlar bilir;

Ürünün türüne göre bir kadın, adam ya da çocuk çıkar, elinde-fonda ya da yanında o ürün olur, ‘dünyanın en mükemmel ürünü, aldım oh ne rahat ettim, siz de alın rahat edin’ türünden sloganlarla film biterdi. Basında yayınlanan reklamlarda aynı reklamın bir karesi donmuş gibi illüstre edilir sonuca ulaşılmaya çalışılırdı. Ulusal reklam ajansları ve Adana reklam ajansları nın o yıllardaki başarılı ve skandal reklamlarını hatırlıyorum.

-Geleneksel kıyafetli bir kadın, ‘tezekle odunu defettik, AYGAZ aldık rahat ettik’ diyordu.

-Küçük bir kız çocuğu bir gazoz reklamında, ‘on yüz bin milyon baloncuk yuttum’ diyerek gönlümüzü fethediyordu.

-Neredeyse ‘Temizlik yap’ cümlesine ikame olarak kullandığımız, ‘mintaxla canım mintaxla’ cümlesini hatırlayalım.

-Bir süt markasının, ‘sağlığınız için, süt için’ gibi cinaslı basit sloganı.

-Bir sakız firmasının, ‘Falım çiğne, dişine de bakar falına da’ sloganı.

-OMO deterjanın, ‘işte nihayet aradığım beyazlık’ gibi, üst düzey bir buluş olan sloganı.

-‘Cırt’ baloncuğundan sonra, bizimle yaşlanan Ayşe Teyze’nin, ‘Lekelere düşman çamaşıra dost’ diyerek ACE’yle verdiği poz.

-Bir gazoz markasıyla ne alakası olduğunu hala anlayamadığım(benim idrakimin zayıf olmasıyla alakalı olabilir), ‘imaj hiçbir şeydir, susuzluk her şeydir’ sloganı.

-Ali Desidero’nun, ‘sen yapmışsın Johny’e göre, uyarmı aliye veliye, traş olurken ses gelecek çıtır çıtır diye’ sloganı(bununla ilgili ayrıca makale yazacağım inş.).

Bu ve yüzlerce reklam tema ve sloganını sayabiliriz. Amacım o yıllardaki reklamları eleştirmek değil. O dönem öyleydi geçti. Bu bahs-i diğer çünkü. Amacım, koca koca markaların az para harcamak için yapılmış hissi veren prodüksiyonlara ve bu yıllarda 80’lar-90’ların reklam konseptinin kullanılmasının düzlüğüne dikkat çekmek.

Son zamanlarda, TV8 iç yapımı olduğunu sandığım, Acun Ilıcalı’nın programlarına sponsor olmuş markaların, vakit yokmuş gibi alelacele yapılmış hissi veren, ama Acun’nun ama programlarında yarışan bir yüzün, fonda ya da elinde o ürünle ilgili konuşarak yaptığı reklamlar çok dikkatimi çektiği ve bunla ilgili de kayda değer bir eleştiri okumadığım için bu yazıyı yazmaya ihtiyaç duydum.

Büyük bir ismin, ajansın, markanın yaptığı hemen her işe hayranlıkla bakıldığı ve onları eleştirmenin korkudan neredeyse ‘günah’ sayıldığı bir reklam dünyasının içindeyiz vesselam(Bu konuyla ilgili de ayrıca bir yazı yazacağım/bir yazıdan iki yazı malzemesi daha çıktı.)

(Not: Bu örneklerin içinde Adana reklam ajansları nın ve tabelacılırının o yıllardaki konsept ve sloganlarının olmaması, bu şehirde yaşıyor olmamdan değil, hafızasızlığımdandır.)