İnternet erişimine sahip insan sayısı hızla artıyor. İnternet erişimine sahip insan sayısı nüfusun %85’ine yaklaştı. Bu erişimin %80’ı da mobil cihazlardan gerçekleşti. Her 2 insandan 1’i devlet işlerini internetten hallediyor ya da çabalıyor. ‘İsterse nüfusun % 100’ü internet kullansın, insanlar dokunmadan bir şey almaz, dolayısıyla dijital reklamı bu kadar da abartmamak lazım’ diyenlere kötü haber; İnternetten alışveriş yapan oranı % 30’lara yaklaşmış durumda ve şaşırtıcı şekilde bunun % 70’e yakın dilimi oluşturan sektör teknoloji alışverişleri değil. Boy, kilo, beden, drop, renk, kumaş, aksesuar vs.gibi onlarca değişeni ve bilinmezi olan giyim ve ayakkabı sektörü. Yani birlikte alışverişe gittiğinizde mağazayı indirip kaldırıp, bir şey beğenmeyen hanımefendi, bir tuşla bu kadar bilinmeze rağmen, güdülerini tetikleyen reklam uyaranlarına kayıtsız kalamıyor. Reklam ve geri dönüşüm açısından nasıl bir mecrayla karşı karşıya olduğumuzu görmek için çok örnek ve istatistik vermek mümkün. Her zaman dediğim gibi; benim bir Marka ve Reklam Danışmanı olarak yazılarımın maksadı bu değil. Anahtarcı Şamil Bey ile Sanayici Merve Hanımın, bu küçük metinleri okuduğunda, reklamla ilgili daha fazla bilgiye ulaşmasını sağlayacak ilk adımı atması.
Bu kısa malumattan sonra gelelim bu başlığı seçme sebebime. Orta ölçekli bir işletmenin sahibine, dijital mecra işlerini almak için teklif vermek üzere bu işin uzmanı bir arkadaşımla gitmiştik. Arkadaşım, benim gibi malumat değil bilgi sahibi olduğu için, enine boyuna firma sahibini bilgilendirdi. İstatistikler, rakipler, analizler, örnekler, fiyat vs.vs. Firma sahibi gözlerini açarak ve Facebook’ daki bir postu göstererek; ‘yani bu rakamı bunun için mi ödeyeceğim şimdi, bunun aynısını benim yeğenim de yapıyor’ dedi. Kendisinden yaptıkları bir örnek rica ettik; başka bir firmanın paylaşımı PS edilmiş, logo eklenmiş, zemin görseli anlaşılmayacak kadar yazı eklenmiş.
Deveye, ‘neren eğri demişler, nerem doğru ki?’ demiş. Hemen her firma sahibi, dijital reklam denince Facebook’ da kes kopyala yaptığı bir görsele, iki üç hasthag ekleyip, Facebook’ un yönlendirdiği filtrelemeyle bir kredi kartı tanımlayarak üç-beş bin kişiye ulaşmak sanıyor. Gerçekten de o zaman, Sosyal Medya Takibi bütün yeğenler tarafından yapılacak bir şeye dönüşüyor.
Öncelikle Dijital Çözüm Ortağınız için sosyal medya takibi buzdağının görünen kısmıdır. Web sitenizin hazırlanması, SEO hizmetinin verilmesi, template olmayan size özel yazılımın yapılması, içeriklerin tamamlanması ve panel yönetilmesi(ki işini aldığımız, ‘bizim her şeyimiz hazır’ diyen firmaların %90’ının elinde web sitesi için uygun döküman yoktu), size uygun metnin yazılması, dijital ortamın kurumsal kimliğinize uygun düzenlenmesi, Google ve sosyal medya reklamlarınız için doğru analizler çıkartarak, hedefe uygun filtreleme yaparak sizi yüksek maliyetlerden koruması, sosyal medyada içerik üretimi yaparak organik paylaşımlarınızın kalitesinin artırılması vs.vs.vs. buzdağının görünmeyen kısmıdır ve bu birikim ve donanım gerektirir.
Reklamın iyisi ve kötüsü yoktur derler ama kesinlikle vardır. Yaptım biliyorum; ‘iyi reklam da kötü reklam da mutlaka bir kitleye ulaşıyor ve bunun artıları eksileri var’ demek başka bir şeydir. Özel gün ve gecelerde yarım yamalak bilgi ve teknikle paylaşım yapmak, size ‘dijital reklam yapıyoruz zaten’ tatmini sağlamaktan başka bir işe yaramaz. Yeğen denklemiyle dijital mecradan kar ettiğinizi sanarken, rakiplerinizin profesyonellerle attıkları adımlar karşısında, gelecekte büyük maliyetlere katlanmak zorunda kalabilirsiniz. Tam da bu yüzden geç olmadan, ya bünyenizde bir birim oluşturarak profesyonel bir ekip kurmanızı ya da bir Dijital Çözüm Ortağı yla çalışmanızı tavsiye ederim.