İnsanların eve kapandığı, ticaretin neredeyse tamamının dijital dünya üzerinden döndüğü, her gün yeni bir markanın piyasaya girdiği ve girer girmez sizden pay almaya başladığı, küçük aktörlerin bile dijitale yatırım yapmayan
Daha önceki makalelerimde teğet geçtiğim bir konu üzerine, Ramazan temalı reklamları seyrederken yazma zarureti doğdu. Reklam dünyası hiçbir özel duygu ve günün posasını çıkarmayı kaçırmaz. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayına girerken başlayan
Böyle rahatsız edici bir başlıkla yazı yazmak bir reklamcı olarak benim için ‘mayınlı bir alan’ aslında. Normal şartlarda ‘nasıl yapsam da, kırıp dökmeden bir cümle kursam’ kaygısı olması lazım. Fakat,
Yıllar önce, reklam piyasasına benim kazandırdığım bir kardeşim, beni telefonla arayarak ‘abi bizim çocuklar senin firmana gitmişler, toplantıda konusu geçince öğrendim, çok özür dilerim’ dedi. Ben de ‘peki firmam giden
Reklam ve bezirgan(tüccar) kelimeleri, etimolojik olarak yan yana gelebilecek iki kelime. Peki kapitalizm, maddecilik, menfaatçilik, pazarlama ve çokça dünya kokan bu iki kelimenin yanına, ‘din’ gibi öte alemle, maneviyatla ve
O yılları hatırlayanlar ya da o döneme dair bu konuda araştırma yapanlar bilir; Ürünün türüne göre bir kadın, adam ya da çocuk çıkar, elinde-fonda ya da yanında o ürün olur, ‘dünyanın