REKLAM VE RAMAZAN

//REKLAM VE RAMAZAN

Daha önceki makalelerimde teğet geçtiğim bir konu üzerine, Ramazan temalı reklamları seyrederken yazma zarureti doğdu.

Reklam dünyası hiçbir özel duygu ve günün posasını çıkarmayı kaçırmaz. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayına girerken başlayan ve halen devam eden duygusal(manevi) reklamlar hepinizin malumu. Ramazan davulcusu, Ramazan topu, iftar anı, sahur anı, pide ekmek, gençleri bekleyen yalnız yaşlılar, sosyal medya ve basında kullanmaktan bıkmadığımız(biraz da müşteri tercihiyle çaresiz kaldığımız) camii silueti ve kandiller, mahyalar vs. reklamlarda kullanılan materyaller.

Burada benim değinmek istediğim ve eleştirime konu olan iki husus var.

Birincisi; bu manevi reklamların en vurucu ve aklımızda kalıcı olanlarını, kesinlikle dünyayı daha iyi bir yer yapmak istemediğini düşündüğümüz(ki benim kanaatim budur/şaşırtıcı bir şekilde buna en çok solcu ve dindar arkadaşlar karşı çıkıyor) çok uluslu şirketlerin markaları tarafından yaptırılmış olması. ‘Mesele para kazanmaksa her türlü duyguyu kullanırız, gerekirse en kral dindar da biz oluruz’ gizli metniyle bize pazarlanan ve bizim de gönüllü olarak yuttuğumuz reklamlar, anlaşılıyor ki hedefine fazlasıyla ulaşıyor. Mesela; petrol elde etmek için savaş çıkartmaktan bile çekinmeyen bir çokuluslu markayı, yaptığı maneviyatımızı okşayan reklamdan dolayı baş tacı edip, sosyal medyada da savaş karşıtı harika vicdan aklayıcı mesajlarımızı patlatıvermemiz. Onlarca markayla örnek verebilirim ama hem bir reklamcı olmam hem de kanunlar buna izin vermiyor.

İkincisi; bu reklamlarda manevi duygular, manevi materyaller kullanılırken de bir samimiyetsizlik(en hafif ifadeyle) olması. Ramazan Ayının sanki dinin değil de, kültürün bir parçasıymış gibi hareket edilmesi. Burada bu fikrimi bilen bir arkadaşın tespitini de paylaşayım, zira yakınlarda ‘e ne var bunda, daha geniş kitlelere hitap ediyor işte’ demişti. Bu yazının konusu gereği asla aynı fikirde olmamakla birlikte, bir kesim meseleye böyle bakmayı tercih ediyor. İftar saatinin beklendiği bir anda, ezan sesinin değil de top sesinin duyulması, Kuran’ın indiği ay olduğu için özel olmuş olan bir ayın ihyasıyla ilgili yapılan reklamlarda Ramazan pidesinin, eğlencesinin kullanılması vs. örnekleri siz zihninizde çoğaltmaya başladınız zaten.

Yani kapitalizm, reklam aracılığıyla her özel duygu ve gününüzü cebinizdeki parayı sizi mutlu ederek alır. Ama, onlar bunu yaparken siz farkına varmadan size özel duygu ve gününüzü, artık size ait olmayan bir duygu ve güne dönüştürür.

Not: Kapitalizm ve reklam eleştirilerimden, liberallerden daha çok, solcu arkadaşların ve dindar arkadaşların rahatsız olmasına dair bir makale yazacağım.