Bir zaman sosyal medyada çokça dolaşan bir hikayeydi ‘Deniz Yıldızı’ hikayesi. Ne yorumlar, ne duygusallıklar, ne romantizmler çıktı içinden. Bilmeyenler için özetle; Adamın biri sahile vurmuş binlerce deniz yıldızından bir kaçını denize geri atarken, başka bir adam ‘bu kadar deniz yıldızı var, atmakla bitmez, bir şey değiştiremezsin boşver’ der. Bizim bilge, eline bir deniz yıldızı alır denize fırlatır ve ‘bak bunun için her şey değişti’ der.
Ben, ahlaki olarak bütün yoksulların sahile vurmuş deni yıldızları olduğunu düşünürüm. Ayakkabısız, terliksiz bir insan özellikle bir çocuk görünce, restoranda yemek yiyen insanlara bakarak yürüyen insanları görünce, dondurma ya da çikolata yiyen bir çocuğa, başka bir çocuğun imrenerek baktığını görünce, kış günü paltosuz bir kız görünce vs. deniz yıldızlarını hatırlarım, hatırlamalıyız.
Dünyaya ve insanlara yukardan bakan elitist güruhun bu hassasiyete sahip olmasını beklemem. ‘Bu kadar nüfusu bu ülke kaldırmaz’ diyen bir kafa zaten, teknik olarak ya bu deniz yıldızlarının ölmesini ya da başka bir denize fırlatılmasını istiyordur.
Dindarların, bu gibi metaforları paylaşıp, iş icraate gelince ‘kardeşim devlet var, biz bütün yoksullara yetişemeyiz ki’ ikiyüzlülüğünden kurtulması lazım.Mahallendeki, akrabalarındaki ‘Deniz Yıldızları’ için çok şeyi değiştirebilirsin.