İnsanların eve kapandığı, ticaretin neredeyse tamamının dijital dünya üzerinden döndüğü, her gün yeni bir markanın piyasaya girdiği ve girer girmez sizden pay almaya başladığı, küçük aktörlerin bile dijitale yatırım yapmayan
Daha önceki makalelerimde teğet geçtiğim bir konu üzerine, Ramazan temalı reklamları seyrederken yazma zarureti doğdu. Reklam dünyası hiçbir özel duygu ve günün posasını çıkarmayı kaçırmaz. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayına girerken başlayan
Reklam ve Promosyon Türkiye Geneli ve Adana’ da reklam organizasyonları yapmış bir Reklam Ajansı olarak şuna sayısız kez şahit olmuşumdur; bizim toplumumuzda promosyon hediye demektir. İnsanlar bir alışveriş yaptığında, yüzlerce binlerce seçenekten o
İnternet erişimine sahip insan sayısı hızla artıyor. İnternet erişimine sahip insan sayısı nüfusun %85’ine yaklaştı. Bu erişimin %80’ı da mobil cihazlardan gerçekleşti. Her 2 insandan 1’i devlet işlerini internetten hallediyor
Böyle rahatsız edici bir başlıkla yazı yazmak bir reklamcı olarak benim için ‘mayınlı bir alan’ aslında. Normal şartlarda ‘nasıl yapsam da, kırıp dökmeden bir cümle kursam’ kaygısı olması lazım. Fakat,
Reklam ve Kurumsal Kimlik Firma-markaların reklam yaparken, ya da zaruri matbu evrakları hazırlatırken(ki bu da reklama dahildir) yaşadıkları en büyük sıkıntı, kurumsal kimlik oluşturma sürecidir; ‘Yaptığımız işi taşıyacak, temsil edecek bir isim ve
Reklamda mizah kullanmak, 19.yy’ın ortalarından beri tartışıla gelen bir konudur. Akademik tartışmalar ve tanımları umursamadan özetlersek; *Ürün mizaha uygun mu?(bir dondurmada kullanılan dil, bir sanayi ürününde anlamsız ve verimsiz olması vb.) *Mizahın içeriği
Yıllar önce, reklam piyasasına benim kazandırdığım bir kardeşim, beni telefonla arayarak ‘abi bizim çocuklar senin firmana gitmişler, toplantıda konusu geçince öğrendim, çok özür dilerim’ dedi. Ben de ‘peki firmam giden
Reklam ve bezirgan(tüccar) kelimeleri, etimolojik olarak yan yana gelebilecek iki kelime. Peki kapitalizm, maddecilik, menfaatçilik, pazarlama ve çokça dünya kokan bu iki kelimenin yanına, ‘din’ gibi öte alemle, maneviyatla ve
Geçenlerde bir arkadaşımın başından geçmesi ve geçen yazımda yeri gelmişken yazacağım dediğim bir konu. Bir meslektaşım İstanbul’da danışmanlığını yaptığı bir markaya bir tasarım hazırlıyor ve müşterisine sunum yapıyor. Firmanın sorumlu müdürü